20 Haziran 2020 Cumartesi

Hz. Mevlana


 Hz. Mevlana

 Hz.Mevlana Celaleddin-i Rumi ile ilgili birkaç bilgiyi  ve Mevlana'nın bazı sözlerini sizlerle 

paylaşmak istiyorum.

Mevlana'nın asıl adı Muhammed Celaleddin'dir. Daha çok “Mevlana Celaleddin-i Rumi” diye 

anılır. Kendisine Mevlana ve Rumi isimleri verilmiştir. Mevlana isminin anlamı, “efendimiz” 

demektir. Rumi, Anadolu demektir. Mevlana'nın, Rumi diye tanınması, geçmiş yüzyıllarda 

Anadolu’ya Rum diyarı denildiği için Anadolu ülkesinin vilayeti olan Konya'da uzun müddet 

yaşaması, orada vefat etmesi ve türbesinin orada bulunmasındandır.

Mevlana, bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan yöresinin Belh 

şehrinde 1207 tarihinde doğmuştur. Ailesiyle Anadolu’ya göç ederek Konya’ya yerleşmiş

 ve burada 17 Aralık 1273’te vefat etmiştir.

Mevlâna ölüm gününü yeniden doğuş günü olarak kabul ediyordu. O öldüğü zaman 

sevdiğine yani Allah'ına kavuşacaktı. Onun için Mevlâna ölüm gününe düğün günü veya

 gelin gecesi manasına gelen "Şeb-i Arûs" diyordu ve dostlarına ölümünün ardından ah-vah 

edip ağlamayın diyerek vasiyet ediyordu.
XIII. yüzyılda yaşamış, ama eserleriyle çağları aşmış bir sufi olan Mevlana; yazdığı en 

büyük eser olan Mesnevi sayısız dile çevrilerek dünyanın her yerinde okunmuş ve insanların 

beğenisini kazanmıştır. Gel gel yine gel, ne olursan ol yine gel. Yüz kere tövbeni bozarsan 

da yine gel dizeleriyle, insanlar arasında  ayrım gözetmeden, kardeş olmaya, barışa ve 

hoşgörüye çağıran din bilginidir.
Merhameti, karşılıksız ve sınırsız insan sevgisinin yanı sıra sonsuz hoşgörüsüyle 

sadece İslam alemini değil, tüm insanlığı kendisine hayran bırakmıştır.
Mevlana kamil manada alim, sufi ve şairlik özelliklerine sahip bir şahsiyettir.
Mevlana’daki dini-tasavvufi düşüncenin kaynağı Kur’an ve Sünnet’tir. “Canım tenimde 

oldukça Kur’an’ın kölesiyim ben. Seçilmiş Muhammed’in yolunun toprağıyım ...” beytiyle

 bunu dile getirmiştir.
Mevlana kısaca hayatını şöyle anlatır: “Ömrümün özeti sadece şu üç kelimedir.”

“Hamdım, Piştim, Yandım.” Buna göre Mevlana Hazretleri ömrünü üç döneme ayırmıştır:

a) Hamlık Safhası (1207-1231): Bu dönem, doğumdan, babası Bahaeddin Veled’in vefatına 

kadar geçen süredir.

b) Pişme (Olgunlaşma) Safhası: Mevlana’nın, Seyyid Burhaneddin’in terbiyesi altında 

bulunduğu dönemdir.

c) Yanma Safhası (1244-1273): Seyyid Burhaneddin’in ardından, Mevlana’nın 1244 yılında 

Konya’da Şems-i Tebrizi ile buluşmasından ölünceye kadarki dönemdir.

Mevlananın hayatı,düşünceleri ve eserleri hakkında tüm dünyada binlerce eser yazılmıştır.

UNESCO, Mevlana’yı iki kez “Dünya Mevlana Yılı Olarak” ilan etmiştir. İlk kez 

Mevlana’nın 700. Vuslat yıl dönümü için, 1973  Dünya Mevlana Yılı olarak kutlanmıştı. İkinci

 kez 800. doğum yıl dönümü nedeniyle 2007’yi Dünya Mevlana ve Hoşgörü Yılı ilan

 etmiştir.
 Mevlananın eserleri:
Eserleri:
Mesnevi, Divan-ı Kebîr, Mecalis-i Seb’a, Mektubat, Fihi Mafih
Mesnevi
Mevlana’nın Çelebi Hüsameddin’in isteği üzerine Farsça yazdığı mesnevisidir. 25 bin 

beyitten oluşan  eserde Mevlana, tasavvufi düşüncelerini hikayelerden hareketle anlatmıştır.
Divan-ı Kebîr
Mevlana’nın çeşitli konularda söylediği şiirlerin toplandığı  divandır.  Eserin dili Farsçadır, 

içinde az sayıda Arapça, Türkçe ve Rumca şiir de yer almaktadır.
Mektubat
Başta Selçuklu hükümdarlarına ve devrin ileri gelenlerine öğüt vermek, dini,ilmi ve ahlaki 

konularda açıklayıcı bilgiler vermek için yazdığı 147 adet mektuptur.
Fihi Mafih
Mevlana’nın çeşitli meclislerde yaptığı sohbetlerin, oğlu Sultan Veled tarafından toplanarak 

meydana getirilmiştir.
Mecalis-i Seb’a
Yedi Meclis anlamına gelen eser, Mevlana’nın yedi sohbetinden oluşmuştur.
      Mevlananın yedi öğüdü
Cömertlik ve yardım etme konusunda akarsu gibi ol

Şefkat ve merhamette güneş gibi ol

Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol

Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol

Tevazu ve alçak gönüllükte toprak gibi ol

Hoşgörülülükte deniz gibi ol

Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol

           Hz. Mevlânâ’nın Vasiyeti:

Size, gizlide ve açıkta Allah’tan korkmayı, az yemeyi, az uyumayı, az konuşmayı, isyan ve 

günahları terk etmeyi, oruç tutmayı, namaza devam etmeyi, sürekli olarak şehveti terk 

etmeyi, bütün yaratıklardan gelen cefaya tahammüllü olmayı, aptal ve cahillerle 

oturmamayı, 

güzel davranışlı ve olgun kişilerle birlikte bulunmayı vasiyet ediyorum. İnsanların en 

hayırlısı, insanlara yararı olandır. Sözün en hayırlısı, az ve anlaşılır olanıdır

Mevlana’dan seçme güzel ve anlamlı sözler:

Ne olursan ol, yine gel.

Gönül sevgiyi bulmuşsa kuru dal bile çiçek açar.

Sen Allah’a güven. Hiç beklemediğin anda çiçek açar umutlar.

Ey dost! Derdin ne olursa olsun umudun her zaman Allah olsun.

Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.

İmtihan içinde imtihan vardır. Derlen toparlan da ufak bir imtihana satma kendini.

Kalbi ve sözü bir olmayan kimsenin yüz dili bile olsa, o yine dilsiz sayılır.

Dilini terbiye etmeden önce yüreğini terbiye et; çünkü söz yürekten gelir, dilden çıkar.

Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakilerin anlayabileceği kadardır.

Nasibinde varsa alırsın karıncadan bile ders. Nasibinde yoksa bütün cihan önüne serilse sana ters.

Kaliteli insan işiyle, boş insan kişiyle uğraşır.

İnsanların en hayırlısı, insanlara yararı olandır.

 Sözün en hayırlısı, az ve anlaşılır olanıdır.

İnsanları iyi tanıyın, her insani fena bilip kötülemeyin, her insanı da iyi bilip övmeyin.

Kendini noksan gören kişi, olgunlaşmaya on atla koşar. Kendini olgun sanan ise Allah’a bu zannı sebebiyle ulaşamaz.

Bir şeyden kaçacaksan yılandan, akrepten, aslandan, kaplandan kaçma da, bedenden 

kaynağını alan nefsani isteklerden, heveslerden kaç! Çünkü başımıza gelen bütün belalar, 

çektiğimiz bütün zahmetler, meşakkatler boş ve olmayacak heveslerden meydana gelir.

Kapı açılır, sen yeter ki vurmayı bil! Ne zaman? Bilemem! Yeter ki o kapıda durmayı bil!

Tut ki Ali’den sana miras kaldı Zülfikar. Sende Ali’nin yüreği yoksa Zülfikar neye yarar?

Gözyaşının bile görevi varmış. Ardından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış.

Kötülük yaptın mı kork! Çünkü o bir tohumdur. Allah yeşertir, karşına çıkarır.

İnsan her şeyi göremez; sevdiğin şeyler, seni kör ve sağır eder.

Yapraksız kaldın diye gövdeni kestirme. Zira bu işin baharı var.

Susmak, mana eksikliğinden değil. Belki mana derinliğindendir.

Kitaplardan önce, kendimizi okumaya çalışalım.

Bir kimsede kibir varsa, söz söylediği zaman soğan gibi kokar.

Sabır önceleri zehirdir. Huy edinirsen bal olur!

Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

Bilmez misin ki cevap vermemek de cevaptır.

Kimde bir güzellik varsa bilsin ki ödünçtür.

Dua kapı çalmaktır. Gerisine karışmak haddi aşmaktır.

Ayıpsız dost arayan, dostsuz kalır.

Testide ne varsa dışına o sızar

Çoban uyudu mu kurt emin olur.

Dediler ki: gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki: gönle giren gözden ırak olsa ne olur.
Kalp denizdir, dil de kıyı. Deniz de ne varsa kıyıya o vurur.
Köpeklerin kardeşliği, aralarına kemik atana kadardır.
Doğruların yemin etmeye ihtiyacı yoktur.
Akıl bir kuzu, nefis bir kurt, iman ise çobandır. İman kuvvetli olmazsa, nefis aklı yer.
Muhabbet ve merhamet, insanlığın; hiddet ve şehvet de hayvanların sıfatlarıdır.
Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler arayın.
Gel de birbirimizin kadrini bilelim. Çünkü ansızın ayrılacağız birbirimizden.
Kimle gezdiğinize, kimle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. Çünkü bülbül güle, karga çöplüğe götürür.
Aklım her gün tövbe eder. Nefsim her an tövbemi bozar. Arada kalmış biçareyim. İyi ki senin kapın var.
Misafirsin bu hanede ey gönül, umduğunla değil bulduğunla gül, hane sahibi ne derse o olur, ne kimseye sitem eyle, ne üzül.
Şarap küpü nereye konursa konsun şaraptır. Gül mezbelelikte bitmekle kötü olmaz, şarap altın tasa konmakla helal olmaz.
Ay doğmuyorsa yüzüne, güneş vurmuyorsa pencerene, kabahati ne güneşte ne de ay da ara! Gözlerindeki perdeyi arala!
Bazen halimize Melekler imrenir. Bazen de halimizden Şeytan bile iğrenir.

Mevlana’nın yüzlerce söz ve menkıbeleri mevcuttur.

 Bu güzel ve anlamlı ders verici sözleriyle bize ışık olan Hz. Mevlana’yı vefatının 746.yılında 

minnet ve rahmetle anıyoruz.

Allah ondan razı olsun.

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder