15 Temmuz 2020 Çarşamba

15 Temmuz Ruhu


                                                15 Temmuz Ruhu

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü nedeni ile,bu güne kadar canını vatan ve millet için feda eden aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize saygılar sunuyorum.

Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez.

Vatan Güvende Şehitler Yüreğimizde.

Vatan söz konusu ise gerisi teferruattır.

Türk Yurdunda ve Türk Bayrağı Altında Kıyamete Kadar Kardeşçe Yaşamak Hepimizin İdeali Olmalıdır.

Bundan tam 4 yıl önce FETÖ Terör Örgütü  tarafından düzenlenen hain darbe girişiminin durdurulması ve sonlandırmasına katkısı olan herkesten Allah razı olsun.

Bu uğurda can veren şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Gazilerimize de minnet duyuyorum. Allah hepsinden razı olsun.

Allah böyle hain saldırılardan bizleri korusun. Birlik ve beraberliğimizi daim eylesin. Amin.

Artık her 15 Temmuz günü bizler bu hain saldırıyı yeniden hatırlayacağız.

Fetullahçı Terör Örgütü'nce (FETÖ) düzenlenen hain darbe girişiminin üzerinden geçen 4 seneye rağmen şehit olan vatandaşlar, milletin hafızasında ve kalbinde ilk günkü gibi duruyor.

15 Temmuz hain darbe girişimi gecesinde 251 vatandaşımız şehit oldu.

15 Temmuz gecesi 2196 vatandaşımız ise gazi oldu.

15 Temmuz bizlere bir şuur vermektedir.

Bu şuur;
1-Ülkemizin ve milletimizin hiçbir zaman bölünemeyeceğidir.

2-Vatanımızın ve T.C. Devletimizin sahibi milletimizdir. Ne pahasına olursa olsun kanımızın son damlasına kadar vatanı ve milleti koruruz.

3-Demokrası ve Millet iradesi hiçbir şekilde engellenemez ve müdahale edilemez.

4-Hiçbir kimsenin özgürlüğü ve yaşama hakkı engellenemez.

5-Hiçbir kimsenin inancı ve ibadeti engellenemez.

6-Vatan,bayrak ve tüm kutsal değerler uğruna can vermek şehitliğe ermektir. Şehitlik insanın maneviyatta erişeceği en büyük makamdır.

7- Vatan,bayrak ve tüm kutsal değerler uğruna yapılan mücadelede yaralanan ve savaşa katılanlara gazi denir. Gazilik dünyada en değerli bir unvandır.

8-Şehitler ölmez vatan bölünmez.

9-Bayrak inmez, ezan dinmez.

10-Ülkemizde yaşayan tüm vatandaşlarımız aynı haklara sahiptir.

İşte 15 Temmuz bize bu ve benzeri ülkülerimizi hatırlatır. Bunların kıymetini hatırlatır.

İnsanın onuru,hürriyeti,can güvenliği, bağımsızlığı  en mühim şeylerdir.

Bütün bu değerler bir gecede alt üst olacaktı. Ama milletimiz buna müsaade etmedi.

Artık bundan sonra da asla müsaade etmeyecektir.

İç ve dış tüm düşmanlarımız  sinsi veya açık boş durmayacaklardır. Onlara hiçbir zaman fırsat vermemeliyiz.

Bunun için birlikteliğimizi pekiştirmek,terörün ve hainlerin  pisliğinden kurtulmak için şunlara dikkat etmeliyiz:

1-Bizi biz yapan ortak değerlerimize daha fazla bağlanmalıyız.

2-Yüce dinimiz olan İslam  dininin kurallarını bilinçli olarak uygulamalıyız.

3-Milletimizin birlik ve beraberliğinin temelinde İslam kardeşliğinin olduğunu unutmamalıyız.

4- Devlet olarak adalete  önem vermeliyiz. Çünkü adalet mülkün temelidir.Ülkemizde yaşayan tüm vatandaşlarımızın hepsinin  eşit haklara sahip olduğunu bilmeliyiz.Uygulamalarda buna dikkat etmeliyiz.

5-Devletimiz tüm gücüyle terörü ve hain girişimleri  bitirmek için uğraşırken, biz de millet olarak askerimiz ve polisimizin yanında olmalıyız. Unutmamalıyız ki güvenlik güçlerimiz bağımsızlığımız, birliğimiz ve varlığımız için canlarını ortaya koymaktadır. Ve bunun  için şehit olmaktadırlar.

6-Bölücülere  ve Terör örgütlerine katılanlar, örgüt faaliyetlerinde yer alanlar, kamu düzenini bozmaya çalışanlar, halka ve kamu malına zarar verenler cezalandırılmalıdır ve asla affedilmemelidir.

7-Terörist, bölücü,hain,ve kamu düzenini  bozmak isteyenlere karşı Cumhuriyetimizi ve demokrasimizi her zamankinden daha fazla önemsemeliyiz.

8-Ülkemizde yaşayan vatandaşlarımızın ırkı ve kökeni  ne olursa olsun ; düşünce, inanç, kanaat ve mezhebi farklı olsa da hepsi  bir ve beraber olduğumuz  milletimizin bir ferdidir. Hepsiyle aynı şartlarda yaşadığımızı  ve aynı değerler etrafında birleştiğimizi unutmamalıyız.

9-Milli meselelerde, vatan ve millete yapılan saldırılarda, bağımsızlığımız söz konusu olduğunda, bütünlüğümüze zarar verildiği durumlarda tek vücut olarak mücadele etmemiz gerektiğini en iyi bir biçimde anlamalıyız.

10-Hep beraber Milletimizin refahını yükseltmek, ülkemizin birlik ve beraberliği için, el  ele, yürek yüreğe vererek  samimi olarak çalışmalıyız...

11- Artık iyi bilinmelidir ki, hep birlikte hareket  ettiğimiz  sürece her türlü şeyin üstesinden geliriz. Milli şairimiz Akif’in dediği gibi;Toplu vurdukça yürekler onu top bile sindiremez!

12-Biz bu vatan üzerinde yüzyıllardır bir ve beraber yaşadık; bundan sonrada yüzyıllarca hatta bin yıllarca beraber yaşayacağız... Hep ileri gideceğiz, her zaman güçlü olacağız.
Bizi hiç kimse bu kutsal yoldan ayıramaz...

Yüce Allah’a şükürler olsun ki, cesur Türk Mileti’nin azmi, kararlılığı, inancı, birlik ve beraberliği ile  nice zaferlere imza atılmıştır.

Tarihimiz bu zaferlerle doludur. Zaferleri anlatacak olursak sayfalar yetmez...

Türk Milleti tarihte birlik ve beraberlik ruhuyla çeşitli etnik yapılara rağmen tek vücut olarak varlığını sürdüre gelmiştir.

Herkes şunu iyi bilsin ki, her zaman olduğu gibi milletimiz topyekün bölücülerin ve vatan hainlerinin karşısındadır.

Dört yıl önce 15 Temmuz 2016 günü Türk Milleti’nin  Fetöcü cuntacılara ve hainlere karşı direnişi; Ortadoğu da ve tüm dünyada örnek olmuştur.

15 Temmuz ruhu gelecek kuşaklara her zaman model  olacaktır ve unutulmayacaktır.

Bu vesile ile tüm şehitlerimizi  rahmetle anıyor  ve gazilerimize hürmetlerimi sunuyorum.

15 Temmuzu unutmayacağız ve unutturmayacağız.

Efkan VURAL



11 Temmuz 2020 Cumartesi

"Ayasofya-i̇ kebi̇r cami̇i̇" (Büyük Ayasofya Camii) yeniden dirildi.


Ayasofya Camii Dirildi Elhamdülillah

Fethin sembolü  olan Mahsun Ayasofya 10 Temmuz 2020 Cuma günü dirilişini ilan etmiştir.

Bağımsız Türk yargısı kararını vermiştir.

Artık Ayasofya Cami olarak eski hüviyetine dönmüştür.

Danıştay 10. Dairesi, Ayasofya’nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının oy birliğiyle iptaline karar verdi. Bu tarihi kararla Ayasofya 86 yıl sonra ibadete açıldı.

 Ayasofya’nın Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı mülkiyetinde olduğu, cami olarak toplumun hizmetine sunulduğu ve tapu belgesinde cami vasfının tescilli olduğunu vurgulayan Danıştay, “Vakıf senedindeki cami vasfı dışında kullanımının ve başka bir amaca özgülenmesinin hukuken mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır” dedi. Danıştay kararında, Ayasofya’nın müze olarak kullanılmasının hukuka aykırı olduğu şöyle ifade edildi:

“Türk hukuk sisteminde kadimden beri korunarak yaşatılan ‘Vakfa ait taşınmaz ve hakların vakfiyesi’ doğrultusunda istifadesine bırakıldığı toplum tarafından kullanılmasına engel olunamayacağı, vakıf senedinde sürekli olarak tahsis edildiği cami vasfı dışında kullanımının ve başka bir amaca özgülenmesinin hukuken mümkün olmadığı sonucuna varıldığından, Ayasofya’nın müzeye çevrilmesi yönünde tesis edilen dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı’nda hukuka uygunluk görülmemiştir.”

İşte böylece , Ayasofya caminin  zincirleri kırılmış oldu. Ayasofya Cami olarak yeniden ibadete açılmış oldu ve Ayasofya dirilişe geçti.

86 altı yıl Ayasofya mahzun kalmıştı.

Büyük kağan Fatih Sultan Mehmetin Fethettiği İstanbul’un “Fetih nişanesi” olan Ayasofya hürriyetine kavuşmuştur.

Bu arada Ayasofya Camiinin müzeye çevrilişinden bugüne kadar Ayasofya’yı tekrar eski haline çevirmek için mücadele eden herkesten Allah razı olsun.

Bu büyük kararı alan Danıştay 10.dairesini yürekten sevgilerimizi sunuyoruz.

Türk Yargısı Bağımsız olarak bu kararı vermiştir.
Hukuk ve Adalet tecelli etmiştir.

En çok sevindiğim şey, kararın hukuki oluşudur.
Ayasofya, hukuka uygun olarak hak ettği yere gelmiştir.
Eğer Ayasofya’ın açılışı siyasi bir karar oılarak alınmış olsaydı, bunu sonuçları iyi olmazdı.

Hukukun ve adaletin bu kararına saygı duyulacaktır. Eğer siyasi bir kararla açılsaydı, bir çokları benimsemeyacekti bu kararı.

Bu arada şunu da iyi anlamalıyız.Hukukun üstünlüğü  ve adaletin bağımsızlığı her zaman ve hepimiz için önemli olmalıdır. Bunu savunmalıyız ve bunu için tutarlı olmalıyız.

Her şeyden önce adalet.

Adalet herkes için.

10 Temmuz 2020 Ayasofyanın dirilişi ile ilgili çok şey yazılabilir, yazılacaktır da…

Sizlere içimden gelen şu cümleleri ifade etmek istiyorum.
Bu gün 10 Temmuz sanki bir bayram gibi.

"Ayasofya-i̇ kebi̇r cami̇i̇" (Büyük Ayasofya Camii) yeniden dirildi.

Bu tarihi günde Millet olarak ve tüm Müslümanların yüreği rahatladı.

Bağımsız mahkeme , verdiği kararla bağımsız bir millet olduğumuzu tüm dünyaya ilan etmiştir.
Ayasofya Camii Türk Milletinin gücünü ve bağımsızlığını temsil ediyor.
Ayasofya’nın önemi tarihi yapı olması ve  sanatsal özelliğinden değil; Fatih Sultan Mehmet’in hatıratı ve fethin sembolü olmasındandır.
Gençliğimizden beri dilimizde ve yüreğimizde olan “Zincirler kırılacak Ayasofya açılacak”, inancı gerçekleşti. Bu inancı oluşturan ve bunun gerçekleşmesi için gayret gösteren herkesten Allah razı olsun. Onların niyetlerini Allah boş çıkarmamıştır.
Kendi elimizle Ayasofya’yı siyasi bir kararla müzeye çevirerek bağımsızlığımıza halel getirmiştik.
Şimdi yine kendi elimizle ama adaletle ve hukuk yoluyla Ayasofya’yı eski haline çevirerek, bağımsızlığımızı yeniden ifade etmiş olduk.
Her türlü milletimizin güzelliği ve vatandaşlarımızın huzuru için bir ve beraber olmaya çalışalım.
Siyasi,idolojik,ayrılıkçı,mezhep ve meşrep bütün farklılıkları bir kenara bırakıp her zaman ülkemizin ve milletimizin menfaatlerini ön plana alalım.
Ulusal meselelerde ortak aklı kullanalım.
Ulusal ve milli meselelerde siyasi ve benzeri hiçbir menfaat gözetmeyelim.
Büyüklüğümüz için,bağımsızlığımız için her daim birlik ve beraberlik içinde olalım.
Yüce Allah şöyle buyurur:
“Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı yapışın; parçalanmayın…”
( Âl-i İmrân Suresi 103. Ayet)
 Efkan VURAL