29 Mayıs 2020 Cuma

29 Mayıs Fetih Gibi Cuma Namazı

Fetih Gibi Cuma Namazı

Haftalar sonra 29 Mayıs Fetih günü,Cuma namazını eda edebildik.

Korona Virüs salgınına karşı alınan önlemler kapsamında 16 Mart'tan bu yana ibadete kapalı olan camilerde normalleşme sürecinin başlamasının ardından  29 Mayıs 2020 tarihinde ilk kez Cuma günü Cuma namazı camilerde cemaatle kılındı.

11 hafta sonra Yüce Allah’ın emri olan Cuma namazını İstanbul’un fetih günü olan 29 Mayıs’ta eda ettik. Uzun aradan sonra kılınan Cuma namazı  fetih edasıyla kılınmış gibi oldu.




Bağımsızlığa kavuşanların bağımsızlık sevinç ve heyecanına benzer bir şekilde  Cuma namazını eda etmek herkesi sevindirdi.

29 Mayıs İstanbul'un fethi  günü Cuma namazına izin verilmesiyle akla ilk gelen mahzun Ayasofya olmuştur. Ayasofya yıllardır namazlara hasret kalmıştır. Yakın zamanda  İnşallah Ayasofya’da Cuma namazına izin verilerek, Ayasofya’nın bağımsızlığa kavuştuğunu  görmek her zaman hayalimiz olmuştur. Bu hayalimiz yakın bir zamanda  elbette gerçekleşecektir. 

 Ayasofya Camii bağımsızlığına kavuşması için çok bekledi. Artık sabrı kalmamıştır. Bu durum ülkemiz ve milletimiz için çök önemlidir.

Uzun süredir Müslümanlar hasretle Cuma namazını kılacağı günü bekliyordu. 11 haftalık sabır sonunda Virüsle verilen mücadele sonucunda özgürlüğümüze kavuşarak hayatımızı normalleştirmeye başladık.

Nasıl ki normalleşme sürecinde adım adım ilerliyoruz. Önce namazı açık havada daha sonra cami içlerinde ve sosyal mesafeye uyarak bunu yapacağız.

Ayasoyfa Camisinin de ibadete açılması adım adım olacak gibi. 29 Mayıs 2020 tarihinde Ayasofya’da Fetih suresi okundu. Bu durum  Ayasofya’nın da normalleşmeye doğru gittiği görülmektedir.  İnşallah en yakın zamanda Ayasofya ibadete açılarak özgürlüğüne kavuşacaktır.

Korona tedbirlerine sabırla devam ettiğimiz gibi Ayasofya’nın da ibadete açılmasını sabırla bekliyoruz. Ayasofya’da fetih suresini okunmasıyla başlayan normalleşme sürecinin  başlaması bizi ümitlendirmiştir.

Fetih gibi Cuma namazı başlığını şunun için kullandık. Çünkü Cuma namazı bağımsız ve özgür bir  ülkede kılınır. Hür olmak Cuma namazının farz olabilmesinin  ana şartlarındandır.  
Maraş düşman işgalinde olup kalede Fransız bayrağı vardı. Cuma namazı kılmak isteyen halka Sütçü İmam,
“Kalesinde düşman bayrağı asılı olan yerde Cuma namazı kılınamaz” sözüyle herkesin düşmana karşı mücadele vermesi gerektiğini belirtmiştir. Verilen mücadele ile  hürriyet ve bağımsızlık direnişi başlar. Düşman bertaraf edilerek yeniden fetih ile Cuma namazı kılınır.

Her durum ve her şeyde tam bağımsızlık şarttır. Hür olmayanlar köledir. Köleler efendisine bağlıdır. Efendilerinin izni olmadan köleler hiçbir şey  yapamazlar. Gözümüzle göremediğimiz bir virüs bizi esir alıyor ve tüm hayatımızı esaret altına alıyor…

Tedbirlere sarılarak vereceğimiz mücadele ile bu esaretten kurtulabileceğiz.

En güzel şey bağımsızlık ve özgürlük….

En güzel şey sağlıklı ve mutlu olabilmek….

En güzel şey Yaratıcının gücü ve kudretini bilmek ve O’na kulluk edebilmek…

En güzel şey sahip olduğumuz nimetlerin farkında olmak ve Allah’a şükretmek….

Aklımızı ve bilgimizi kullanarak her konuda  önce tedbir almak sonrasını Allah’ın takdirine bırakmak prensibimiz olmalıdır.

Önce tedbir sonra takdir.

Çalışmak, gayret etmek, tedbir almak ve sabretmek önceliklerimiz olmalıdır.

Her zaman huzur, güven ve sağlık!

Efkan VURAL

Bu yazı aşağıdaki web sitelerinde yayınlanmıştır:

MİLLİYET BLOG

EFKAN VURAL'IN EĞİTİM KÜLTÜR ve BİLGİ SİTESİ

26 Mayıs 2020 Salı

Şehit Eren BÜLBÜL’ün Annesine jest


Eren BÜLBÜL’ün Annesine jest





Şehit Eren BÜLBÜL’ün Annesiyle Bayramlaşan Güzel İnsan


Sosyal medyadan  takip ettiğim bir öğrencimin yapmış olduğu güzel ve örnek davranışını gördüğüm zaman, buruk bayram sevincime sevinç kattım. Donuk geçen bayram günlerime  heyecan ve mutluluk geldi.

İmam Hatip Lisesi ilk öğrencilerimden Çankırılı Ayhan ÇAVUŞ’un Şehit Eren BÜLBÜL'ün annesiyle telefonla bayramlaşması beni çok duygulandırdı. Böyle nadir rastlanan  bu örnek davranışı dile getirmek istedim.

Çünkü Ayhan,hiçbirimizin yapmadığı veya yapamadığı bir şey yaptı. Ta dağın başında yaşayan ve sokağa çıkma kısıtlamasından dolayı kimsenin uğrayamadığı şehidimiz Eren BÜLBÜL’ün annesini telefonla arayıp bir evlat gibi bayramlaşıyor, hal hatır soruyor,uzaktan da olsa ellerinden öpüyor.


İşte ben de  bunu dile getirmek suretiyle  Ayhan ve Ayhan gibileri yürekten kutluyor ve en içten sevgilerimi sunuyorum.
Böyle gençlerimiz olduğu müddetçe Millet olarak bizim birlik ve beraberliğimizi bozacak hiçbir kimse olamaz.

Ayhan, Ankara - Solfasol  İmam Hatip lisesinden öğrencimdir. Şuan sosyal medya hesaplarıyla birbirimizi takip ediyoruz.
 Ayhan bir  yıl önce Ankara’dan  Trabzon’a giderek oradan da Maçka’daki bir dağ köyünde bulunan Şehit Eren BÜLBÜL’ün kabrini ve annesini ziyaret etmek için yola koyuluyor.

Medyadan çok duymuşuzdur Şehit Eren BÜLBÜL’ü .  Şehit yavrumuz teröristlerin  bulunduğu yeri güvenlik güçlerimize haber veriyor. Teröristlerin yerini askerlerimize göstermek için onlarla beraber gidiyor.
 Orada çatışma çıktığı için,15 yaşındaki Eren BÜLBÜL ve bir askerimiz şehit oluyor.

Şehit Eren BÜLBÜL’ ün kabri , evlerinin önünde babasının kabrinin yanında yer almaktadır.

Onun yaşamış olduğu  köyü  görenimiz azdır.

Eren’in evi Maçka’dan bayağı yukarıda bir dağın tepesine yakın ormanın bitişiğinde yalnız başına bir yerdedir. Eren orada yaşardı. Ev çarşıya ve okula çok uzak, yol var ama yol yokuş ve virajı bol. Gerçi yolun bir kısmı asfalt bir kısmı beton…

Trabzon belediyesi tarafından Eren BÜLBÜLÜN şehadetinden sonra yolun asfalt dışındaki kısmı beton döküldü.  Bunun için Trabzon belediyemize ayrıca teşekkür ederiz.

Bu bölgeyi bilmeyenler için, buralara gitmek cesaret ister… Çünkü oralarda  duman,sis  ve yağmur  eksik olmaz. Belki, İyi hava şansınıza olabilir…

Şehidin kabrini ziyarete giden sayısız insan vardır elbette. Ama Ayhan farklıydı, o Eren’in annesini gerçek annesi yerine koyarak ona bir evlat edasıyla telefon numarasını  istiyor. Her bayram iyi bir evlat gibi oda şehidimizin eli öpülesi annesiyle telefonla bayramlaşıyor, duasını alıyor.

Ayhan’ın her bayram yaptığı bu güzel davranış, bu bayram için çok  daha kıymetli olmuştur. Çünkü korona virüsü kısıtlaması nedeniyle böyle bir görüşme gerçeğini aratmazdı.
Ayhan şehidimizin annesiyle telefonla görüşmek suretiyle tüm şehit annelerine şu mesajı vermiş oldu.

Erenler ölmedi…Binlerce Eren var. Ben de bir Eren'im dedi ve annesini  telefonla arayarak ellerini öptü, duasını aldı.
Bu bayram kimse annesine gidemedi. Herkes anneleriyle telefonla bayramlaştı. Ayhan  ÇAVUŞ, çok önemli bir davranışta bulundu.Eren BÜLBÜL’ün yerine, kendi annesi gibi  telefonla bayramlaştı…

Sen ve senin gibileri yürekten kutluyorum.

İyi ki,  Eren BÜLBÜL’leri  ve annelerini unutmayanlar vardır.

Bunlardan birisi de değerli  Ayhan ÇAVUŞ olmuştur.

 İyi ki, varsın Eren.

İyi ki, varsın öğrencim Ayhan.

Öğrencilerimin hep böyle güzel örnek davranışlarda bulunmalarını ve iyi bir vatansever olmalarını  Yüce Allah’tan diliyorum.

Tüm öğrencilerime anlatacağım seni Ayhan ÇAVUŞ...

Efkan VURAL

Bu yazı aşağıdaki web sitelerinde yayınlanmıştır:

EFKAN VURAL'IN EĞİTİM KÜLTÜR ve BİLGİ SİTESİ

MİLLİYET BLOG
                                                                               

24 Mayıs 2020 Pazar

Bayramın Bayramsa Mübarek Olsun


Bayramın Bayramsa Mübarek Olsun

Bu gün günlerden 2020 Ramazan Bayramı günü. Bayramın bayramsa mübarek Olsun.
Ramazan bayramının birinci gününü yaşıyoruz. Bu günün bayram olduğunu sadece takvimde ve ekranlarda fark ediyoruz.

Yeme içme dışında bayrama dair hiçbir emare yok…  Bayram akşamında içimizde hiçbir heyecan duymadık.

Sabah erken kalkıp cami veya mescitlere koşmak yok. Önceki bayramlarda geceden namaza uyanamayıp ta  gidememe endişesi sarardı
.
İnsanlar camide yer almak için adeta yarışırlardı. Caminin dışına kalmamak için erkenden yola koyululardı.

Şimdi ise camiye gidememe veya camide  yer bulamama korkusu ve endişesi yok.
Bu korku ve endişe bile insana bir heyecan ve sevinç veriyordu.

Daha neler yok ki, camideki kalabalık coşkusu ve hep birlikte söylenen tekbir ve tahliller.
Namaz sonrası komşu, dost ve akrabalarla bayramlaşma ve musafaha yok…

Artık musafaha şimdilik tarihe karıştı.

Kabir ziyaretleri yok.

Bayram için hiçbir hazırlık yok. Tatlı,şeker ve çikolata yok. Bayramda ikram edebileceğin kimse yok.

Kapımızı çalan şekerci, cıvıl cıvıl çocuklar Yok… Yok… Yok….

İşte  korona virüsü yüzünden bayramımız  mahzun geçmektedir.

 2020 Ramazan bayramı bana yıllar öncesini hatırlattı.

1992-1995 yılları arasında  Bosnalılara uygulanan  “Sırp zulmü” ile nice Bosnalı Müslüman zulüm ve işkenceye uğramıştır. Özellikle 1995 yılında Sırplar Srebrenitsa kasabasında binlerce Bosnalıyı katlederek soykırımı yapmıştır. Bu yıllarda Bosnalılar zulüm altında Bayram yaparken bizler mutluluk içinde bayramlar yapardık.

Bosna zulmü zamanlarında bir kutsal bayram gününde radyodan okunan ilahiye benzeyen bir ağıt dinlemiştim. O gün, bu gün her bayram bu ilahinin  ilk cümlesini unutamam. Bu cümle yazının başlığını oluşturmaktadır.

Her bayram günü ” Bayramın Bayramsa Mübarek Olsun” sözünü birkaç defa  okur Bosnalıların ve dünyada başka zulme uğrayanların yaşadıklarını içimden empati ederim.
Şimdi de Korana virüsü tüm dünyayı kuşatma altına almak suretiyle herkese eziyet vermektedir. Bu durum bayramı da vurdu. Bayram mı? Bayram değil mi? Bilemedik. İletişim araçları ve sosyal medya da olmasaydı bayramdan haberimiz olmayacaktı.

Evet,  Bayramın Bayramsa Mübarek Olsun!

Dünyanın bir çok yerinde hala bayramlar bayram gibi değil. Şimdi koronalı günlerde bunu daha iyi anlamış olduk.

Suriye’de,Yemen’de, Doğu Türkistan’da , Afganistan’da Hindistan’da  Arakan’da, Filistin’de Irak’ta, Afrika’da  dünyanın bir çok yerinde bayramlar bayram gibi kutlanamamaktadır. Bunların durumunu şimdi daha iyi anlamaktayız. 

Bir çok Müslüman din kardeşimiz yıllarca bayramlarını sevinç içinde ve özgürce kutlama fırsatı bulamadılar. Bayramlarını burukluk içinde geçidiler. Durumları hala aynı şekildedir. Bizler ise bu yıl hariç bayramlarımızı sevinç ve mutluluk içinde geçiriyorduk. Çok şükretmeliyiz. Dua etmeliyiz.

Zulüm ve işkence altında milyonlarca Müslüman bayramlarını ağız tadıyla yapamıyorlar. Biz özgür Müslümanlar bu duruma hep kalak kapatarak bayramlarımızı kutlardık. Ama şimdi bir arsız virüs olan “covid-19 “ korona virüsü herkesi dize getirerek bayramımızı da işgal ederek mahvetti.

Aslında bu virüs her bakımdan bağımsızlığın ne kadar önemli olduğunu göstermiştir.  Özgürlük ve bağımsızlığın çok kapsamlı olduğunu da anlamış olduk.  Sağlıklı olmak ve sağlıklı yaşama özgürlüğü de en önemli bir hürriyet olduğunu anladık artık.

Bağımsız olmayan bir vatanda Cuma namazının kılınamayacağını söyleyen Kahramanmaraşlı Sütçü İmam, “Kalesinde Fransız düşman bayrağı varken, Cuma namazı kılınmaz” diyerek  önce bağımsızlığa kavuşmak gerektiğini  ve bunu için de  düşmanı kovmanın şart olduğunu söylemiştir.

Bugün de bizler evlerimize kalmak suretiyle  “Korona Virüsü”nu   yenerek , İnşallah  güzel günlere ve güzel bayramlara kavuşuruz.

Önce  tam bağımsızlık. Her türlü bağımsızlık artık. Sonra yaşama sevinci, bayramlar ve güzel günler.  İnşallah!

Biraz daha sabır! Kurallara dikkat etmek şart!

Bu gün bayram, “Bayramın Bayramsa Mübarek Olsun”.

Hayırlı bayramlar…

Efkan VURAL